İstanbul’da bir fast-food işletmesinde tüketilen midye ve kokoreç nedeniyle aynı aileden birden fazla kişinin hayatını kaybetmesi, Türkiye’de gıda güvenliği denetimlerinin yetersizliğini yeniden gündeme taşıdı. Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO), yaşanan olayın “gıda güvenliği krizinin acı bir sonucu” olduğunu belirterek Tarım ve Orman Bakanlığı’na acil çağrı yaptı.
İstanbul’da yaşanan trajik gıda zehirlenmesi vakası, ülkedeki denetim eksikliklerinin sonuçlarını bir kez daha gözler önüne serdi. BVHO, yıllardır yaptıkları uyarıların sahada karşılığını bulmadığını vurgulayarak, “Türkiye’de ağırlaşan ekonomik koşullar halkı ucuz ve güvencesiz gıdaya yöneltti, denetimlerin zayıflığı ise bu riski katladı” açıklamasında bulundu.
“Gerçek tablo daha ağır”
BVHO’nun paylaştığı verilere göre:
-
OECD ve WHO standartlarında pek çok gelişmiş ülkede gıda kaynaklı hastalık oranı 100 bin kişide 20 vakaya karşılık geliyor.
-
Türkiye’de ise yalnızca 2016–2020 yılları arasında medyaya yansıyan 504 olayda 27 bin kişi etkilendi. Kayıtlara geçmeyen vakalar hesaba katıldığında tablonun çok daha ciddi olduğu ifade edildi.
-
Türkiye’nin 2024 yılında gerçekleştirdiği 1.3 milyon denetim, sayısal olarak yüksek görünse de OECD ülkelerinde kullanılan risk sınıflandırması, şeffaf raporlama ve bağımsız doğrulama gibi mekanizmaların Türkiye’de bulunmadığı belirtildi.
-
BVHO, bu farklılığın yalnızca teknik değil, “hayatlara mal olan bir yönetim sorunu” olduğunu kaydetti.
“Ekonomik kriz, kayıt dışı ve düşük kaliteli ürün riskini artırdı”
Kuruluş, özellikle hızlı tüketim zincirlerinde:
-
Şeffaf olmayan ve yetersiz denetimler,
-
Caydırıcı olmayan cezalar,
-
Personel eksikliği ve izlenebilirlik sorunları,
-
Ekonomik krizle artan kayıt dışı ürün kullanımı
nedeniyle kamu sağlığının ciddi tehdit altında olduğunu belirtti.
BVHO’dan Tarım ve Orman Bakanlığı’na açık çağrı
Bursa Veteriner Hekimler Odası, gıda güvenliğinin sağlanması için şu adımların acilen atılması gerektiğini duyurdu:
-
Denetim kadroları güçlendirilmeli, veteriner hekim istihdamı artırılmalı.
-
5996 sayılı Kanun eksiksiz uygulanmalı.
-
Kayıt dışılığa sıfır tolerans politikası işletilmeli.
-
Denetim sonuçları OECD standartlarında şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmalı.
-
Yüksek riskli işletmelerde sıklaştırılmış denetim yapılmalı.
“Gıda güvenliği siyasi tercih değil, anayasal sorumluluk”
BVHO açıklamasında, “Bu ülkede insanlar ekonomik zorunluluklarla ucuz gıdaya mahkûm edildikleri ve devlet bu ürünleri yeterince denetlemediği için hayatını kaybediyor. Gıda güvenliği bir siyasi tercih değil, anayasal bir kamu görevidir” ifadelerine yer verildi.