Zafer Partisi Mustafakemalpaşa İlçe Başkanı Göksel Şenkuyumcu, son günlerde yeniden gündeme gelen “terörsüz Türkiye” ve olası açılım tartışmalarına yönelik kapsamlı bir açıklama yaptı. Şenkuyumcu, hem kamuoyuna hem de ilçede sürecin muhatabı olarak gördüğü siyasi parti temsilcilerine seslenerek kaygılarını dile getirdi.
Açıklamasında geçmiş süreçlerde verilen yüzlerce şehidi hatırlatan Şenkuyumcu, olası yeni sürece ilişkin şeffaflık çağrısında bulundu. İlçede sürecin muhatabı olarak gösterdiği AK Parti İlçe Başkanı Mutlu Turgut ve Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanı Suat Buldu’ya yönelttiği soruların yanıtlanmasını istedi.
Birinci açılım sürecinde 793 şehit verildiğini hatırlatan Şenkuyumcu, “Bu yeni sürecin nasıl sonuçlanacağını merak ediyoruz” dedi. Zafer Partisi olarak konuyu vatandaşlara anlatmaya devam edeceklerini belirtti.
Şenkuyumcu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Sevgili hemşehrilerime ve yüreği vatan sevgisi ile çarpan herkesin vicdanına sesleniyorum;
Kıymetli hemşehrilerim kanlı terör örgütünün ilk eylemini yaptığı 1984 yılından bu yana 41 yıl geçti. Bu süreçte askerinden, polisine, güvenlik korucumuzdan, öğretmenimize, masum eşlerden bebeklere kadar binlerce insanımız bu can örgüt yüzünden can verdi. Unutmak mümkün mü?
İlk şehidimiz J.Onb.Süleyman Aydın’ı
Dağlıca şehitlerini,
Aktütün şehitlerini,
Bingölde katledilen 33 silahsız askerimizi,
Gara’da katledilen 13 vatan evladını,
Yavi katliamını,
Çarşı iznine çıkan ve kalleşçe bombalı saldırıda katledilen gencecik 15 aslanımızı,
Şehit Tim 47’yi,
Ankara Gar saldırısını ve nice hain saldırıyı ve adını sayamadığım binlerce şehit kardeşimizi unutmak mümkün mü?
Nice yürekler yandı, anneler evlatsız, eşler kocasız, evlatlar babasız kaldı. İş makinalarımız yakıldı. Devlete milyarlarca liralık zararlar verildi. Örgüt üzerinden kalkınmamız engellenmek istendi. Tüm yapılanlara rağmen askerimiz, polisimiz ve güvenlik korucularımız kahramanca mücadele etti. Dağları hainlere dar ettiler, Can verdiler ama yılmadılar. Milletimiz gelen onlarca şehit tabutuna rağmen “Vatan Sağolsun” dedi. Herkes yapılan bu fedakarlıkların vatanın bölünmemesi için olduğunu biliyor, ay yıldızlı bayrağımızın bu vatanın her köşesinde dalgalanması için olduğunu biliyorlardı. Ve bu mücadelenin büyük çoğunluğu daha yirmi yaşındaki kınalı kuzular sayesinde devam etti.
Sonra birgün siyasetçiler açılım dedi. Analar ağlamasın gibi söylemler ürettiler. Terör örgütünü ve terörün mantığını bilen, bilmese bile biraz sorgulayan herkes bu süreç olmaz dedi. Gaziler sokaklarda itilip kakıldı, madalyalarını iade edenler bile oldu. Sürece karşı çıkanlara hakaretler edildi. Örgütün başı ezilirken alkışlayan bazıları, açılım yapılmasını da alkışladılar. Çünkü konuya samimiyet penceresinden değil, kişisel siyasi görüşleri üzerinden bakıyorlardı.
Operasyonlar bir anda bıçak gibi kesildi. Şehirlerde barikatlar oluşturmaya başlandı. Ve nihayet süreç örgütün iki polisimizi evinde şehit etmesiyle sona erdi. Şehirlerde kurulan barikatlar on bin personelin katıldığı Hendek Operasyonu ile 793 şehit verilerek temizlendi. Operasyon sonunda da kahraman güvenlik güçlerimiz 4571 teröristi yoketti, 2037 Hendek ve barikatı yıktı.
Açılım sürecinin savunucuları bir anda yine savaşan şahin kesildiler. Maalesef siyasilerin hatalarını 793 asker ve polis canıyla ödedi. (Ruhları şad, mekanları cennet olsun inşallah.)
Tüm bunlar sadece on yıl önce yaşandı. Bu kadar acı ve büyük bedel ödenmesine rağmen yine bazı siyasetçiler “Terörsüz Türkiye” söylemleriyle yeni bir süreç başlattılar. Sözde pazarlık yoktu. Örgüt adeta “Silah bırakılacak, bırak” komutuyla silah bırakacakmış gibi bir hava estirildi. Yine bazıları hemen savunmaya başladılar. Yine ambalajlanmış söylemler ortaya çıkmaya başladı ve yine sorgulayan ve bu sürecinde işe yaramayacağını bilenlerin yüreği pert oldu. Pazarlık yok dendi ama örgütün istekleri peşpeşe başladı. Ülkemizdeki terörist sayısının seksenli rakamlara düştüğü eski içişleri bakanı tarafından açıklanmışken bu yeni açılımın mantığı nedir? Bilenler lütfen lafı eğip bükmeden, amasız, fakatsız, lakinsiz bize ve kamuoyuna konuyu anlatsınlar da kalplerimiz mutmain olsun. Tam da bu noktada konunun ilçemizdeki muhatapları
Sn. Mutlu Turgut’a ve
Sn. Suat Buldu’ya konuyu soruyoruz. Sn. başkanlar;
-Bu açılım süreci bize göre bölünme süreci size göre terörsüz Türkiye süreci bizi çok kaygılandırmaktadır
Siz bu konuyla ilgili kaygılanmıyor musunuz?
-Süreç neden aleni ve şeffaf yürütülmemektedir?
-Partilerinizin düne kadar söyledikleriyle şimdi söyledikleri söylem ve eylem farklılıkları sizleri rahatsız etmiyor mu?
-Abdullah Öcalan'ın Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılacağı dillendirilmektedir. Bu konuda bilginiz var mı? Gerçekten bu şahıslar serbest bırakılırsa vicdanınız bunu kabul edecek mi?
-Birinci açılım süreci malum 793 şehidimizle sonuçlandı. Bu yeni süreç nasıl sonuçlanacak?
-Parti temsilcilerinizin bebek katilinin ayağına gitmesi sizler üzmüyor mu?
-Biz ZAFER Partisi olarak bu konuyu kaygılandığımızı Türk vatandaşı olan her bireye anlatacağız. Siz kaygılanmıyorsanız genel merkezleriniz düzeyinde sizi bilgilendirmişler ise bu bilgileri kamuoyuyla paylaşır mısınız?
-Sevgili başkanlar bilmediğimiz bir şey biliyorsanız lütfen bizlerle paylaşın siz bu konuyu açıklarsanız biz de şayet boşuna kaygılanıyorsak biz de kaygılanmayız ve biz de rahatlamış oluruz. Sizin bilip bizim ise bilmediğimiz bir şey varsa bizim de bunları bilme hakkımız var. Vatandaşlarımızın da hakkı var. Bilipte açıklamadığınız bir şeyler var mı?
-Huzuru mahşerde Uzm. Çvş. Selçuk Paker’in, Aybüke öğretmenin, Bedirhan bebeğin, naaşı üç yıldır bulunamayan P. Ütğm. Nuri Melih Bozkurt’un yüzüne rahatça bakabilecek misiniz?
-Bu süreç sonunda da yüzlerce şehit vermek durumunda kalırsak sorumluluk kimin? Bu durumda hiç vicdanınız kanamayacak mı?
-Sevgili Başkanlar,
Ben bu soruları terörle mücadele etmiş,
Biri olarak soruyorum.
Şehit arkadaşlarımın acısını halen yaşayan ve ruhu halen terhis olmamış birisi olarak şahsım, terörle mücadele etmiş binlerce insan, şehit yakınları, yetim kalan evlatlar, bu ülkeye vergi ödeyen vatandaşlar ve kaygı duyan hüzünlü tüm yürekler adına sordum, soruyorum.
-Bu ülke madem hepimizin, hepimizin gerçekleri bilmeye hakkı vardır. Bu süreç hepimizi ve ülkemin geleceğini ilgilendirmektedir. O yüzden, sürecin başarılı olamayacağını düşünsem de şeffaf ve hesap verilebilir bir şekilde devam etmelidir. Aksi takdirde zamanın ve tarihin kimi nasıl hatırlayacağı malumdur.
Bir sözümde bu yazıyı okuyan herkese! İleride torunlarınız “Dede tüm bunlar olurken sen ne yapıyordun? Duruşun neydi?” diye sorduklarında vicdanınızın rahat olmasını istiyorsanız, duruşunuzu ve tepkinizi her ortamda açıkça ifade ediniz. Sessiz kalmanızın birilerine sadece cesaret vereceğini unutmayınız.
Sonuç olarak;
Değerli hemşehrilerim, içinde bulunduğumuz şartlar ağırdır. Ülkemizin bekasının, üniter yapısının ağır bir tehdit altında olduğunu düşünmekteyiz.
Biz her daim bu kanlı örgüt ıslah olmaz dedik. Çünkü ipleri başkalarının elinde. Malum devletlerin binlerce konteyner dolusu silah verdiği bir örgütten bahsediyoruz. Sadece teröristlik yapmıyorlar, uyuşturucu, kaçak silah ticaretinden, fuhuşa kadar birçok kirli alanda faaliyet gösteriyorlar. Büyük paralar dönüyor. Ortada kuklacıların stratejik hedefleri, birilerinin büyük rantları varken bu örgütün “Silah bırakılacak, bırak” komutuyla bırakacağını sanmak en hafif tabirle saflık değil midir?
Neyin ne olduğunu anlaşıldığında çok geç olmadan elinizi vicdanınıza koyun ve bu yazıyı bir kez daha okuyarak kendinize sorun saygılarımla.
ZAFER PARTİSİ MUSTAFAKEMALPAŞA İLÇE BAŞKANI
GÖKSEL ŞENKUYUMCU.



















